İçeriğe geç

Tasavvufta kesret ne demek ?

Tasavvufta Kesret Ne Demek? Bir Hikâye Üzerinden Anlatım

Bir akşam, annemin mutfakta en sevdiğim yemeği hazırladığı sırada, oturup sohbet etmeye başladık. Yavaşça yemek masasına geçerken, annem her zamanki gibi bir yudum çay alıp gözlerini derin derin kapattı. Yüzünde bir huzur vardı. Hemen ardından, birdenbire, “Kesret,” dedi, “o da nedir biliyor musun?”

O anda, kesret kelimesinin ne anlama geldiğini sormak için değil, onu anlatma biçimindeki bir derinliği fark ettim. Çünkü annemin gözlerindeki anlam, bir şeyleri anlatmaktan çok daha fazlasını ifade ediyordu. Tasavvuftaki kesret, bir çokluğun, görünüşlerin ve farklılıkların yansımasıydı; ama annem için bu yalnızca bir kelime değil, yaşadığı bir derinlikti. Ve bu, tasavvufun ruhani anlamıyla, hem dünya hem de insan arasında bir köprüydü.

Erkeklerin Stratejik ve Çözüm Odaklı Bakışı

Babamın düşünce tarzı her zaman pragmatik ve çözüm odaklı olmuştur. Bir sorun gördüğünde, nasıl çözülmesi gerektiğine dair net bir yol haritası çizer. Tasavvufta kesretin anlamını ona sorduğumda, o da kesreti çözüm odaklı bir perspektiften ele aldı. “Kesret,” dedi, “tek olanın, birden fazla görünüşü ve biçimi. Düşün bunu: evrende bir düzen vardır ve bu düzen içinde her şey yerli yerinde durur. Herkesin kendi yerini bulduğu bir düzendir kesret. Burada her şey birbirine bağlıdır ama görünüş farklıdır.”

Baba, bir mühendis gibi düşünerek, kesretin her şeyin birliğinden doğan çokluk olduğunu vurguluyordu. Tasavvufta, “kesret” bir çokluk olarak, tüm varlıkların farklı biçimlerde varlık bulmalarını ifade eder. Ancak burada, çokluk aslında birliğin ve tekliğin bir parçasıdır. “Bunlar, aslında bir bütünün parçalarıdır,” dedi babam. “Her parça farklıdır, ama bir bütünün bir parçası olmadan tam anlamıyla var olamaz.”

Kesret, sadece fiziksel dünyadaki farklılıkları değil, ruhsal anlamda da insanın kendi içindeki çokluğu keşfetme yolculuğuydu. Babam bunu, yaşamın karmaşıklığını kabul etmenin ve çözüm üretmenin bir parçası olarak gördü. Her şey, birinin çözmesi gereken bir bulmacaydı; ve kesret, o bulmacanın parçalarından biriydi.

Kadınların Empatik ve İlişkisel Yaklaşımları

Anneme geldiğimizde ise kesretin anlamı çok daha derin, çok daha ruhani ve ilişkisel bir hale geldi. “Kesret,” dedi annem, “birçok insanın, farklı duyguların, düşüncelerin ve varlıkların bir arada olduğu bir dünyadır. Ama asıl mesele, bütün bu çokluk içinde senin nasıl bir yer edindiğindir. Bir çiçek düşün. Tek bir çiçek, ama farklı renklerde yaprakları var. Her biri farklı, ama bir araya geldiğinde bir bütün oluşturuyorlar.”

Annemin bakış açısı, tasavvufun içindeki anlamı sadece mantıklı bir kavram olarak görmek değil, duygusal ve ilişkisel bir düzeyde hissetmekti. Kesret, bir bakıma ruhun çoklu halidir; ama bu çokluk, insanı birbirine daha yakın kılar. “Her şeyin bir yansıması vardır,” dedi annem. “Birçok insan farklı yolculuklarda olabilir, ama onların içinde bulundukları yerin derinliği ve birliği vardır. Biz, birbirimizin aynasıyız.”

Anneme göre, kesret yalnızca bir çokluk değil, aynı zamanda insanın içsel yolculuğunun bir yansımasıydı. Tasavvufta bu yolculuk, insanın kendini tanıması, ne kadar farklı ve karmaşık olursa olsun, sonunda birliğe ve huzura ulaşmasıydı. Annem için, kesret, her insanın farklılıklarıyla bir bütün haline gelmesinin, kendi içindeki farklılıklarla yüzleşmesinin hikayesiydi.

Kesretin Tasavvufla İlgisi

Tasavvuf literatüründe kesret, aslında bir çokluğu anlatan bir terimdir; ama burada önemli olan, çokluğun birliğin içinde var olmasıdır. Tasavvufta, “vahdet-i vücut” anlayışı vardır: her şey bir olma halidir ve çokluk, birliğin dışa vurumudur. Yani kesret, aslında bir yansıma, bir gölge, bir dışavurumdur; ancak bu dışavurumun özünde bir varlık, bir birlik vardır.

Kesret, aynı zamanda insanın dünyaya bakışını, kendi içindeki farklılıkları kabul edişini simgeler. Her varlık, aslında tek bir kaynağın farklı bir yansımasıdır. Ancak, insanlar bu çokluğu görüyor ve her biri kendi bakış açısıyla bir dünya inşa ediyor. İnsanın farklılıkları, aslında birliğin arayışıdır; kesret, insanın tekliğe doğru giden yolculuğunun bir adımıdır.

Tartışma: Kesretin Günlük Hayattaki Yeri

Kesretin anlamını sadece bir felsefi kavram olarak almak yeterli midir? Yoksa hayatımızda, farklılıkların ve çoklukların içinde bulduğumuz anlam, birliğe ulaşma arayışımızı mı simgeliyor? Tasavvuftaki kesret, sadece bir kavramdan ibaret değil; aynı zamanda insanın kendi içindeki yolculuğu, bu yolculuğun zenginliğini ve derinliğini de anlatır.

Sizce kesret, insanın içindeki çoklukla mı ilgilidir, yoksa dünyadaki farklılıkları nasıl kabul ettiğimizle mi? Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı bizimle paylaşın!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
elexbet güncel