Kanda Kalitatif Ne Demek? Farklı Bakış Açılarıyla Derinlemesine Bir Yolculuk Kan tahlilleri hakkında konuşurken çoğumuzun kulağına gelen ama tam anlamını bilmediğimiz bir kavram var: “kalitatif.” Peki bu terim ne anlama geliyor? Neden bazı testlerde karşımıza çıkıyor? Ve daha da önemlisi, bu konuyu kadınlar ve erkekler neden farklı şekillerde değerlendiriyor? Gelin bu soruların hepsine birlikte yanıt arayalım. — Samimi Bir Başlangıç: Merak Etmekten Çekinmeyenlere… Konu sağlık olunca, hepimiz farklı şekilde düşünürüz. Kimimiz en küçük bir detayda bile araştırma yapar, kimimizse sezgilerimize güveniriz. Ben de her zaman bir konunun sadece “tanımını” değil, arkasındaki anlamları da keşfetmeyi sevenlerdenim. “Kanda kalitatif” ifadesi de tam…
6 YorumEtiket: bir
Tenisçi Dirseğine Hangi İlaç İyi Gelir? Bir Sosyoloğun Gözünden Beden, Cinsiyet ve İyileşme Kültürü Bir sosyolog olarak, bedenin sadece biyolojik bir varlık olmadığını; aynı zamanda toplumsal yapılar, kültürel normlar ve kimlik inşası süreçleriyle yoğrulmuş bir alan olduğunu düşünüyorum. “Tenisçi dirseğine hangi ilaç iyi gelir?” sorusu, tıbbi bir merak gibi görünse de, aslında modern toplumun bedenle kurduğu karmaşık ilişkiyi anlamak için derin bir sosyolojik okuma sunar. Çünkü her ağrı, bir toplumsal hikâyenin izidir; her tedavi yöntemi, bir kültürel tercihin sonucudur. — 1. Ağrının Sosyolojisi: Bedenin Sessiz Dili Tenisçi dirseği, yani lateral epikondilit, genellikle tekrarlayan el ve kol hareketleri sonucu dirseğin dış…
8 YorumTarihin Nefesi: Nefes Alırken Göğsüm Ağrıyor, Neden? Tarihi bir mercekten baktığımızda, insanın bedeni de bir toplumun kroniği gibidir. Her nefes, bir dönemin hikâyesini taşır; her ağrı, bir çağın çöküşünü anlatır. Bir tarihçi olarak ben, yalnızca savaşların, devrimlerin ve ideolojilerin değil, insan bedeninin de tarihini okurum. Nefes alırken göğüs ağrısı dediğimiz şey, belki de insanlığın çağlar boyunca yaşadığı içsel baskıların, toplumsal sıkışmaların bireysel yankısıdır. Tarih boyunca nefes almak —hem fiziksel hem sembolik anlamda— bir özgürlük meselesi olmuştur. Roma’da gladyatör arenalarında, Orta Çağ’da veba sokaklarında, sanayi devriminin dumanlı şehirlerinde ve bugün beton duvarlarla çevrili metropollerde… İnsan hep nefes almakta zorlanmıştır. Göğüs Ağrısının…
6 YorumEkonomik Bir Bakışla: Isparta Soyunun Kökeni Üzerine Düşünceler Bir ekonomist, kaynakların sınırlılığı ve seçimlerin sonuçları üzerine düşündüğünde, her tercih bir fırsatın kaybıdır. Bu perspektiften bakıldığında, toplumların, şehirlerin ve hatta soyların şekillenmesi de ekonomik tercihlerle yakından ilgilidir. Isparta soyu nereden gelir sorusu yalnızca tarihsel bir merak değil; aynı zamanda kaynak dağılımı, üretim biçimleri ve piyasa dinamikleri açısından okunabilecek bir ekonomik hikâyedir. Isparta’nın Tarihsel ve Ekonomik Kökeni Isparta, Anadolu’nun üretim kültürüne kök salmış şehirlerinden biridir. Soyunun kökeni, yalnızca etnik veya tarihi değil; aynı zamanda ekonomik bir sürekliliğin ürünüdür. Antik dönemlerden itibaren Pisidia bölgesinde yer alan Isparta, dağlık coğrafyası nedeniyle tarım ve ticarette…
8 YorumAntropolojik Bir Bakışla Güç Antrenmanı: Haftada Kaç Gün Yeterlidir? “İnsan bedeni, kültürün sessiz bir dili, toplulukların görünmez hikâyesidir.” Bu yazıya bir antropoloğun merakıyla yaklaşalım: Kaslarımız, yalnızca biyolojik bir işlevin ürünü mü, yoksa kültürel bir anlatının taşıyıcısı mı? Haftada kaç gün güç antrenmanı yapılır? sorusu, ilk bakışta modern bir spor rutiniyle ilgiliymiş gibi görünür. Ancak, bu soru insanın tarih boyunca bedeniyle kurduğu ilişkinin, toplulukların sembolik dünyasının ve kimliğin inşasının da bir yansımasıdır. Kas Gücü: Ritüelden Antrenmana Evrilen Bir Yolculuk Güç antrenmanı, modern toplumlarda sıklıkla “fitness” ya da “performans” kelimeleriyle anılır. Ancak antropolojik açıdan bakıldığında bu, kökleri ritüellere, avcılığa ve topluluk aidiyetine…
4 YorumKalsit Nasıl Ayırt Edilir? (Küresel ve Yerel Bakışların Kristal Dansı) Bazı insanlar bir taşı eline alınca sadece “güzel parlıyor” der, bazılarıysa o taşın enerjisini, geçmişini, hatta geleceğini hisseder. Ben de her iki tarafa da biraz yakın olanlardanım. Bugün birlikte, kalsitin nasıl ayırt edileceğini sadece jeolojik değil, kültürel ve toplumsal bir perspektiften inceleyeceğiz. Çünkü bir taş, sadece kimyasal bir yapı değil; aynı zamanda insanlık tarihinin sessiz tanığıdır. Kalsit Nedir ve Neden Bu Kadar Özel? Kalsit, kalsiyum karbonattan (CaCO₃) oluşan, doğada çok yaygın ama bir o kadar da “kendine has” bir mineraldir. Onu özel kılan şey, ışığı ikiye kırma özelliği — yani…
8 YorumGurur Nedir Felsefe? Psikolojinin Işığında Bir Duygunun Derin Anatomisi Bir psikolog olarak insan davranışlarını gözlemlerken en karmaşık duygulardan biriyle sıkça karşılaşırım: gurur. Kimi zaman başarıdan doğan bir sıcaklık, kimi zaman ilişkileri soğutan bir duvar… Gurur, insan benliğinin hem koruyucusu hem de sınayıcısıdır. Felsefe onu “benliğin kendini bilme” hâli olarak görürken, psikoloji gururu bilişsel, duygusal ve sosyal düzeylerde bir denge arayışı olarak yorumlar. O hâlde, soralım: Gurur nedir? Ve neden bazen bizi yüceltirken bazen düşürür? Gururun Felsefi Kökeni: Benlik, Değer ve Varoluş Felsefi açıdan gurur, insanın kendine verdiği değerin bilince taşınmasıdır. Antik Yunan’da “hybris” yani ölçüsüz gurur, insanın tanrılara meydan okuması…
8 YorumGurbetteyim Ne Demek? Bir Antropoloğun Kültür, Kimlik ve Aidiyet Üzerine Yolculuğu Bir Antropoloğun Girişi: Kültürlerin Arasında Kaybolmak Kültürlerin çeşitliliğini merak eden bir antropolog olarak, “gurbetteyim” cümlesini duyduğumda aklıma yalnızca coğrafi bir uzaklık değil, insanın kendi kültürel kimliğinden geçici olarak kopuşu gelir. Bir bireyin “gurbetteyim” deyişi, aslında bir kültürel duruşun, bir ritüel geçişin ifadesidir. Bu ifade, yersizleşmenin değil, yeniden kök salmanın hikâyesidir. Antropolojik olarak “gurbette olmak”, yalnızca bir yer değiştirmek değil, bir kimlik dönüşümü yaşamaktır. Her göç, her ayrılık, her yeni başlangıç, kültürün içindeki sembolleri ve anlamları yeniden üretir. O hâlde soralım: “Gurbetteyim” derken, gerçekten neredeyiz? Ritüellerin Dili: Ayrılıktan Yeniden Doğuma…
8 YorumGöbeklitepe Altında Ne Var? Tarihin Katmanlarında Bir Yolculuk Bir tarihçi olarak geçmişe bakmak, yalnızca eski taşlara değil, insanlığın ortak hafızasına dokunmaktır. “Göbeklitepe altında ne var?” sorusu, yüzeyde arkeolojik bir merak gibi görünür; ancak aslında bu soru, insanın kim olduğunu, nasıl dönüştüğünü ve neden hâlâ arayışta olduğunu sorgulayan derin bir çağrıdır. Bu yazıda, Göbeklitepe’nin yalnızca fiziksel katmanlarını değil, aynı zamanda tarihsel süreçleri, kırılma noktalarını ve toplumsal dönüşümleri birlikte inceleyeceğiz. — 1. Tarihin En Eski Tapınağı: Göbeklitepe’nin Sessiz Tanıklığı Şanlıurfa’nın taş topraklarında yükselen Göbeklitepe, bilinen tüm uygarlık tarihini yeniden yazdıran bir keşif oldu. M.Ö. 10.000 yılına tarihlenen bu kutsal alan, tarımın, yazının…
8 YorumTarla İmara Açılınca Yüzde Kaçı Gider? Eşitlik, Adalet ve Toplumsal Dönüşümün Hikâyesi Kimi zaman bir köy yolundan geçerken yemyeşil bir tarlanın yerini beton binalara bıraktığını görürüz. “Eskiden burada mısır tarlası vardı,” der biri, bir diğeri ise “Artık burada yaşam var.” İmar, sadece toprağın değil, insanların da kaderini değiştirir. Ama bu değişim her zaman eşit mi olur? İşte tam da bu sorunun kalbinde, “tarla imara açılınca yüzde kaçı gider?” meselesi durur. Bir Kadının Gözünden: Emeğin Toprağa Karıştığı Hikâye Ayfer Hanım, yıllarca ailesinin tarlasında çalıştı. Yazın sıcağında elleriyle ektiği buğdayın her tanesi onun emeğini taşırdı. Fakat bir gün belediyeden bir yazı geldi:…
6 Yorum