Bir Şeyi İmgelemek Ne Demek? Psikolojik Bir Analiz Bir psikolog olarak, insan davranışlarını anlamak için zihnin derinliklerine inmek her zaman merak ettiğim bir konu olmuştur. İnsanlar dış dünyayı yalnızca gözleriyle görmezler; aynı zamanda zihinsel süreçleriyle, hayal gücüyle ve içsel imgelerle şekillendirirler. Peki, bir şeyi imgelemek ne demek? Bir anı mı canlandırmak, bir geleceği tasavvur etmek yoksa tamamen yeni bir dünyayı zihnimizde yaratmak mı? Bu sorular, insanların nasıl düşündüğü ve hissettiğiyle ilgili derin bir anlayışa yol açabilir. Bugün, “imgeleme”yi psikolojik bir perspektiften ele alacağız ve bunun bilişsel, duygusal ve sosyal psikoloji boyutlarını inceleyeceğiz. İmgeleme, yalnızca zihinsel bir aktivite değil, aynı zamanda…
8 YorumEtiket: bir
Bir Çocuğu En Çok Ne Kızdırır? Edebiyatın Işığında Bir Çözümleme Edebiyat, kelimelerin gücüne dayalı bir evrendir; her cümle, her diyalog bir kapıyı aralar ve farklı bir dünyaya yolculuk başlatır. Kelimeler, sadece bir anlatı aracından daha fazlasıdır; duyguları, düşünceleri ve insan doğasının en derin köşelerini keşfetmemize olanak tanır. Bir çocuğu kızdıran unsurlar, tıpkı edebi bir karakterin içsel çatışmaları gibi, dışarıdan görünenden çok daha karmaşıktır. Çocuklar, bazen kelimelere, bazen davranışlara, bazen de sadece dünya ile kurdukları ilişkinin bir sonucunda sinirlenirler. Ancak, tüm bu öfkenin gerisinde yatan psikolojik ve duygusal sebepler, bir romanın incelikli çözümlemeleri gibi dikkatle irdelenmelidir. Çocukların Duygusal Dünyası ve Kızgınlık…
8 YorumBir İrtifa Kaç Metre? Toplumsal Yapılar, Cinsiyet Rolleri ve Kültürel Pratikler Üzerine Bir Sosyolojik Bakış Sosyolojik bir araştırmacı olarak, insanların toplumsal yapıların içinde nasıl şekillendiğini, kimliklerin ve rollerin nasıl inşa edildiğini anlamaya çalışmak bana her zaman derin bir ilham kaynağı olmuştur. Bu düşüncelerim, günümüz dünyasında, bireylerin birbirleriyle ve çevreleriyle kurduğu etkileşimleri gözlemlememe yardımcı oluyor. Toplumlar, sadece ekonomik ve politik yapılarla değil, aynı zamanda bireylerin birbirleriyle olan ilişkileriyle de şekillenir. Toplumsal normlar, cinsiyet rolleri ve kültürel pratikler, bu ilişkilerin şekillendiği en önemli faktörlerden bazılarıdır. Her ne kadar irtifa gibi teknik bir kavram fiziksel bir ölçüm gerektirse de, onun toplumsal karşılıkları, yüksekliği…
4 YorumGüney Kutbu’nun Ötesinde Ne Var? Edebiyatın Buzla Sınanan Ufku Kelimenin Sıcaklığı, Buzun Sessizliği Edebiyat, kelimelerin sıcak nefesiyle donmuş manzaraları bile çözer. Bir kelime bazen bir kıtanın ötesini gösterir. Güney Kutbu’nun ötesinde ne var sorusu, coğrafyanın değil, insanın iç haritasının sorusudur. Çünkü her yolculuk biraz içe doğrudur; her keşif, kendini yeniden bulmanın bir biçimidir. Antarktika’nın beyaz sessizliğinde yankılanan bu soru, aslında yazının kendisine, edebiyatın sınırsız ufkuna yönelir. Beyazın Metafiziği: Buzun Altındaki Hikâyeler Edebiyatta “beyaz” yalnızca bir renk değildir; varlığın sessizliğini, hiçliğin berraklığını temsil eder. Herman Melville’in Moby Dick’inde beyaz balina, hem korkunun hem de kutsallığın simgesidir. Orada da “öte” fikri vardır:…
4 YorumGündem Dışı Hangi Kanalda? Siyaset Biliminin Merceğinden Bir Analiz Güç, iktidar ve toplumsal düzen… Bu üç kavram, siyaset biliminin kalbinde atar. Fakat modern çağda bu kalp yalnızca meclis kürsülerinde değil, medya ekranlarında da atıyor. “Gündem Dışı hangi kanalda?” sorusu bu bağlamda yalnızca bir televizyon sorgusu değil; aynı zamanda bir siyasal temsiliyet, ideolojik çerçeve ve vatandaşlık bilincinin nerede inşa edildiğinin sorusudur. Medya, İktidarın Görünmez Eli mi? Siyaset bilimi açısından iktidar, yalnızca devletin elinde bulunan bir araç değildir; aynı zamanda gündemi belirleyen, neyin konuşulacağını ve neyin görmezden gelineceğini şekillendiren bir mekanizmadır. Bu nedenle “Gündem Dışı hangi kanalda?” sorusu, “Kimin sesi duyuluyor?” ve…
8 YorumKanda Kalitatif Ne Demek? Farklı Bakış Açılarıyla Derinlemesine Bir Yolculuk Kan tahlilleri hakkında konuşurken çoğumuzun kulağına gelen ama tam anlamını bilmediğimiz bir kavram var: “kalitatif.” Peki bu terim ne anlama geliyor? Neden bazı testlerde karşımıza çıkıyor? Ve daha da önemlisi, bu konuyu kadınlar ve erkekler neden farklı şekillerde değerlendiriyor? Gelin bu soruların hepsine birlikte yanıt arayalım. — Samimi Bir Başlangıç: Merak Etmekten Çekinmeyenlere… Konu sağlık olunca, hepimiz farklı şekilde düşünürüz. Kimimiz en küçük bir detayda bile araştırma yapar, kimimizse sezgilerimize güveniriz. Ben de her zaman bir konunun sadece “tanımını” değil, arkasındaki anlamları da keşfetmeyi sevenlerdenim. “Kanda kalitatif” ifadesi de tam…
6 YorumTenisçi Dirseğine Hangi İlaç İyi Gelir? Bir Sosyoloğun Gözünden Beden, Cinsiyet ve İyileşme Kültürü Bir sosyolog olarak, bedenin sadece biyolojik bir varlık olmadığını; aynı zamanda toplumsal yapılar, kültürel normlar ve kimlik inşası süreçleriyle yoğrulmuş bir alan olduğunu düşünüyorum. “Tenisçi dirseğine hangi ilaç iyi gelir?” sorusu, tıbbi bir merak gibi görünse de, aslında modern toplumun bedenle kurduğu karmaşık ilişkiyi anlamak için derin bir sosyolojik okuma sunar. Çünkü her ağrı, bir toplumsal hikâyenin izidir; her tedavi yöntemi, bir kültürel tercihin sonucudur. — 1. Ağrının Sosyolojisi: Bedenin Sessiz Dili Tenisçi dirseği, yani lateral epikondilit, genellikle tekrarlayan el ve kol hareketleri sonucu dirseğin dış…
8 YorumTarihin Nefesi: Nefes Alırken Göğsüm Ağrıyor, Neden? Tarihi bir mercekten baktığımızda, insanın bedeni de bir toplumun kroniği gibidir. Her nefes, bir dönemin hikâyesini taşır; her ağrı, bir çağın çöküşünü anlatır. Bir tarihçi olarak ben, yalnızca savaşların, devrimlerin ve ideolojilerin değil, insan bedeninin de tarihini okurum. Nefes alırken göğüs ağrısı dediğimiz şey, belki de insanlığın çağlar boyunca yaşadığı içsel baskıların, toplumsal sıkışmaların bireysel yankısıdır. Tarih boyunca nefes almak —hem fiziksel hem sembolik anlamda— bir özgürlük meselesi olmuştur. Roma’da gladyatör arenalarında, Orta Çağ’da veba sokaklarında, sanayi devriminin dumanlı şehirlerinde ve bugün beton duvarlarla çevrili metropollerde… İnsan hep nefes almakta zorlanmıştır. Göğüs Ağrısının…
6 YorumEkonomik Bir Bakışla: Isparta Soyunun Kökeni Üzerine Düşünceler Bir ekonomist, kaynakların sınırlılığı ve seçimlerin sonuçları üzerine düşündüğünde, her tercih bir fırsatın kaybıdır. Bu perspektiften bakıldığında, toplumların, şehirlerin ve hatta soyların şekillenmesi de ekonomik tercihlerle yakından ilgilidir. Isparta soyu nereden gelir sorusu yalnızca tarihsel bir merak değil; aynı zamanda kaynak dağılımı, üretim biçimleri ve piyasa dinamikleri açısından okunabilecek bir ekonomik hikâyedir. Isparta’nın Tarihsel ve Ekonomik Kökeni Isparta, Anadolu’nun üretim kültürüne kök salmış şehirlerinden biridir. Soyunun kökeni, yalnızca etnik veya tarihi değil; aynı zamanda ekonomik bir sürekliliğin ürünüdür. Antik dönemlerden itibaren Pisidia bölgesinde yer alan Isparta, dağlık coğrafyası nedeniyle tarım ve ticarette…
8 YorumAntropolojik Bir Bakışla Güç Antrenmanı: Haftada Kaç Gün Yeterlidir? “İnsan bedeni, kültürün sessiz bir dili, toplulukların görünmez hikâyesidir.” Bu yazıya bir antropoloğun merakıyla yaklaşalım: Kaslarımız, yalnızca biyolojik bir işlevin ürünü mü, yoksa kültürel bir anlatının taşıyıcısı mı? Haftada kaç gün güç antrenmanı yapılır? sorusu, ilk bakışta modern bir spor rutiniyle ilgiliymiş gibi görünür. Ancak, bu soru insanın tarih boyunca bedeniyle kurduğu ilişkinin, toplulukların sembolik dünyasının ve kimliğin inşasının da bir yansımasıdır. Kas Gücü: Ritüelden Antrenmana Evrilen Bir Yolculuk Güç antrenmanı, modern toplumlarda sıklıkla “fitness” ya da “performans” kelimeleriyle anılır. Ancak antropolojik açıdan bakıldığında bu, kökleri ritüellere, avcılığa ve topluluk aidiyetine…
4 Yorum