İçeriğe geç

Danışmak fikir almak ne demek ?

Danışmak ve Fikir Almak: Geçmişin Işığında Günümüz

Bir tarihçi olarak geçmişi anlamaya çalışırken, bazen düşündüğümde insanın temelde bir şeyler öğrenme, birilerinden fikir alma ve doğrulama arayışının çok eski zamanlara dayandığını fark ediyorum. Tarihte insanlar, ne zaman bir yol ayrımına gelse ya da bir meseleyle karşı karşıya kalsa, hep başkalarına danışma ihtiyacı hissetmişlerdir. Ancak, bu ‘danışmak’ ve ‘fikir almak’ eylemi, sadece bir sosyal pratik değil, aynı zamanda toplumların kültürel yapıları ve toplumsal cinsiyet ilişkileriyle şekillenmiş bir davranış biçimidir. Bu yazıda, ‘danışmak ve fikir almak’ kavramının tarihsel sürecini inceleyerek, günümüzde nasıl farklı biçimlere büründüğünü ve toplumsal cinsiyetin bu süreçte nasıl bir rol oynadığını keşfedeceğiz.

Tarihsel Süreçte Danışma Kültürü

Tarihe baktığımızda, danışmak ve fikir almak, insanoğlunun en eski sosyal alışkanlıklarından biridir. Antik Yunan’dan Roma İmparatorluğu’na, Orta Çağ’dan Rönesans’a kadar insanlık tarihinin her döneminde, bilgelik arayışı ve doğru kararları almak için başkalarına danışma pratiği belirgin bir yer tutmuştur. Ancak bu eylemler, her dönemde ve her toplumda aynı şekilde gerçekleşmemiştir.

Antik Yunan’da, bilgelik arayışının en önemli merkezlerinden biri olan Delphoi’deki Apollon Tapınağı, danışmak için başvurulan ilk yerlerden biriydi. Burada, halk, kehanet almak ve doğru kararlar almak için tanrıların iradesine başvuruyordu. Birçok kişi, özel meselelerinde veya devlet yönetimine dair kritik konularda, “tanrıların bilgeliği”ni almak amacıyla oraya giderdi. Bu danışma, yalnızca bir kişinin içsel kararını etkilemekle kalmaz, aynı zamanda toplumsal düzenin şekillenmesinde önemli bir rol oynardı.

Orta Çağ’da ise, danışma eylemi daha çok dinî otoriteler ve soylu sınıflar arasında şekillenmişti. Feodal toplumda, bir köylü, yerel beyinden ya da rahipten fikir almak suretiyle kendi yaşamını ve köyünün düzenini şekillendiriyordu. Ancak bu dönemde, danışma genellikle toplumsal hiyerarşilerin ve erkek egemen yapının bir uzantısıydı. Erkekler, yönetici sınıfın bir parçası olarak, toplumsal meseleleri tartışma ve karar alma yetkisine sahipken, kadınların toplumsal olarak söz hakkı sınırlıydı.

Danışmak, bir liderin ya da yöneticinin gücünü pekiştiren bir araçtı. Kadınların bu süreçlerde yer alması ise, genellikle sosyal yaşam ve kültürel bağlarla sınırlıydı. Kadınlar, evdeki işler, aile içi meseleler ve topluluk bağları üzerine fikir alışverişinde bulunabilirken, daha geniş toplumsal ve siyasi meselelerde seslerini duyurmakta zorlanıyorlardı.

Toplumsal Dönüşüm ve Danışma Anlayışındaki Kırılmalar

Zamanla, toplumsal yapılar değiştikçe, danışma kültürü de dönüşüme uğradı. Özellikle 18. yüzyılın sonlarından itibaren, Fransız İhtilali ve Amerikan Devrimi gibi toplumsal kırılmalar, bireylerin kendi kararlarını alma ve başkalarına danışma süreçlerinde daha eşitlikçi bir yaklaşımı gündeme getirdi. Sanayi Devrimi ile birlikte, erkeklerin stratejik kararlar alırken daha fazla otoriteye sahip olduğu, kadınların ise sosyal ve kültürel bağlar çerçevesinde daha çok etkileşimde bulundukları bir dönem başladı.

19. yüzyılda, kadınların toplumsal alanda daha fazla yer edinme çabaları, danışma süreçlerinin daha demokratikleşmesine zemin hazırladı. Kadın hakları hareketinin yükselişi, kadınların ekonomik bağımsızlık kazanmasının önünü açtı ve böylece kadınlar, sadece kişisel ilişkilerde değil, iş yaşamında ve toplumda da başkalarına danışma hakkını elde etti.

Bugün, danışma kavramı artık yalnızca resmi bir süreç değil, aynı zamanda bireylerin kişisel gelişim, kariyer seçimleri ve hatta günlük hayatlarına dair aldıkları kararlarla ilişkilendirilen bir sosyal eyleme dönüşmüştür. Sosyal medyanın etkisiyle, danışmak ve fikir almak artık anonim bir platformda, dünya çapında milyonlarca insana ulaşabilen bir etkileşim biçimi haline gelmiştir.

Erkeklerin Stratejik, Kadınların Toplumsal Yaklaşımları

Günümüzde, danışmak ve fikir almak, toplumsal cinsiyetin etkileriyle yeniden şekilleniyor. Erkeklerin genellikle daha stratejik ve analitik bir yaklaşım sergileyerek karar almaya yatkın oldukları gözlemlenirken, kadınların daha topluluk ve kültürel bağlara dayalı bir bakış açısına sahip oldukları söylenebilir. Erkekler, genellikle ekonomik ya da profesyonel meselelerde fikir alırken, kadınlar, sosyal ilişkiler, aile içi dengeler veya toplumsal dayanışma üzerine başkalarından destek alma eğilimindedirler.

Bu, bir yandan toplumsal cinsiyet rollerinin ve beklentilerinin biçimlendirdiği bir gerçeklik olsa da, diğer yandan bu iki farklı yaklaşım birbirini tamamlayabilir. Stratejik düşünme ve toplumsal bağları kurma, özellikle modern dünyada daha fazla işbirliği ve empati gerektiren alanlarda birleşebilir. Kadınlar ve erkekler arasındaki bu farklılıklar, aslında birbirini destekleyen, toplumsal uyumu ve bireysel kararları güçlendiren farklı yollar olarak düşünülebilir.

Geçmişten Günümüze: Bir Bağlantı Kurmak

Geçmişten günümüze, danışmak ve fikir almak, insanların karar alma süreçlerinde kritik bir yere sahiptir. Toplumlar, tarih boyunca bu eylemi farklı biçimlerde şekillendirmiş, ancak her zaman insanların daha doğru kararlar almak, toplumları daha iyi bir noktaya taşımak amacıyla başkalarına danışma ihtiyacı hissettiklerini görmüştür. Bugün bu süreç, toplumsal cinsiyetin, kültürün ve teknolojinin etkisiyle daha da çeşitlenmiş ve evrimleşmiştir.

Geçmişin derslerini almak, toplumların değişen dinamikleri ile bugünün toplumsal yapısını anlamak, gelecekteki kararları daha sağlıklı ve toplumsal olarak daha uyumlu hale getirebilir. Danışmak, yalnızca bir bilgi edinme değil, aynı zamanda toplumsal bir dayanışma, bir arada hareket etme biçimidir. Gelecekte, bu süreçlerin daha eşitlikçi bir yapıya evrilmesi, toplumsal ilerlemenin temel unsurlarından biri olacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
jojobetholiganbet girişcasibomcasibomelexbet güncel